24 Şubat 2011 Perşembe

Soul Timer!





Fotograf çekilmek, çekmek kadar eğlenceli olmasa da, paylaşılası bir gün idi.. Anlatılır sonra..

22 Şubat 2011 Salı

Dişim ve Çene Kemiğimin Aşkı

Uzun zamandır kırık olan dişimi bi kaç gün önce tamamen kaybetmiştim.Dİş köküm çene kemiğimle sevişmiş birleşmişler zorlu, mini bi ameliyat gecirdim. Şahane dişçim (necip şen) mükemmel bir iş çıkardı ama; inanın ben de öle. Çenemdeki eklem bozukluğu sebeb-iylen zaten cok fazla açık tutamadığım için çok ama çok zorlansamda asıl konunun içimdeki panik odasının depreşmesi oldu. Sabit ve beni zorlayan eylemler beni çok zorluyor, mesela elinizle sürekli bi şekilde aynı tempoda bana dokunursanız da aynı panik bi anda geliyor ve hırcınlaşabiliyorum. Doktorlar panik atak diyor ben; içime kocaman bi adam oturuyor ve kalkmak bilmediği gibi bütün sistemimi ele geciriyor diyorum.

Velhasıl, yüzüm şiş, sigara içmem yasak fakat içtim. Dikişlerimi haftaya aldıracağım, acıdan ağlamak çok acaip bir durum. Kadınsal günlerime çok az kaldığından ruhsal halim bu durumu zor atlattı.

Hayatta iyi bir dostunuz, tutkulu bir aşkınız, aşık oldugunuz bir mesleginiz ve mükemmel bir dişçiniz olsun:)) diyerek günün anlam ve önemini ağzımda biraz kan tadı, sayko soğuk eller biraz bas agrısı ile kapatırım.

11 Şubat 2011 Cuma

Yatak Odası.

Blimpliza

Elimde birikmiş dergiler, arka yüz'ü yüzsüzce okunmuş kitaplar.. İçine alan hikayeleriyle başımı döndüren filmler, içimi dalgalandıran, sesimi renklerinden, hayatlarına, müziğine aşık olduğum adamlar, kadınlar, hiçlerden albümler.

Odam, geri dönüşüm kutum benim..

-Kaprislerimin en gerceği odamda-

Tanımadığınız birinin odasına girmek ne mükemmel bir andır. Bidiğiniz ama dokunmadığınız sadece tanımadıgınıza acılan minik bi çekmece gibi. Daha iyi tanır belki bi anda gereksiz çok seversin karşındakini. Ben sevmiştim çok minik bir şey yüzünden..

Severim kendine has genç odalarını,

Özenle kesilmiş zamanında hayranı oldugun sonrasında utandığın herşey o oda'da olur bilirim. İlk konser biletini, elle düzeltmek suretiyle asılır bakılır bakılır. AHh o sevdiğin müzik grubunun ilahı poster de duvarındaysa hele, hah! tamam işte; burası benim Dünyam! dersin bunu da bilirim:)

Zamanla kaybettiğim bi huyum var. Mesela ben asla ve asla takım olmayan carsaf,yorgan,yastık kombinasyonlarında olamazdım. İçim daralır, yatakta huzur bulamaz, uyuyamazdım. Eşofman takımım için de keza öle..

Şimdi sadece yatak odası nevresim takımı takıntım az biraz devam eder iken üstü şişhane altı top!hane bi giyim şekli benimsedim uykumda. Bu sebeple gergin uyanıyorum kim bilir..

Neyse ya.

Şimdi bunları yazdıktan sonra bu yorgun kadın, bu saatte bu dumanlı kafayla, yatagını özledi. Esnedi kocaman çenesi kocaman bı tak!! etti, aklı cenesindeki sorunsala takıldı. fix sıkıldı.



iyi seyirler.

7 Şubat 2011 Pazartesi

Sahiden:s

Dinlediğim radiohead'den başladım yazmaya yine, bu ara neden burdayım biliyorum hep bildiğimi sandıgım gibi hislerim. İşte bunu bilerek ''akışında kalsın!!'' lafını tuturdum bu ara kendime... AKışına bıraktım herşeyimi.. Hepimiz gibi bende bırakı-verdim pembe desenlerime maviler boyadım, elim yüzüm rengarenk şimdi. Dokunuşlarım bile el değmeden benim. Sessiz kalabiliyorum çok avazlarıma ragmen işte bu yüzden hep anlaşılmamışlığı yaşıyorum. Herkes de ayrı bir renk Seda herkes de ayrı renklerden bir ses..

Avazımı duydurmakdır amacım şu zamanda.. Bir sonraki sahnem kendimedir.

Karar!

Karar anı bekliyorum, kendi hayatıma inat kendi yanıklarıma, kendim oluşlarıma inat bir başkası; yani annem'den karar bekliyorum. Mutlu olmamı sağlaması ya da hırçın olmama ramak kalması işte bunlardan sebep.

Bilmiyorum belki en zor gün olacak, açılımlar kolay olmuyor hayatta ya da U dönüşleri hep can acıtır ama; bir o kadar güç katar ya hah tamda onun gibi bişey olacak bu da biliyorum. Ne için kim için sorularını bıraktım gitti, kendim için isteklerim var kendi ahengim kendi benliğim. Hayat-Özgür olmak hep daha ağır basacak bunu da bilirim...

6 Şubat 2011 Pazar

Denge ʔ

Şuan sadece yazmak için yazıyor, içimdeki korkulası paniği bastırmak için klavyenin ahengine bırakıyorum kendimi..

Özgür olabilmenin nasıl bir şey olduğunu hayal eden İranlı bir kadın gibi ruhum. Daha fazla ben olabilmek daha fazla karışabilmek herşeyin içine, renklerimi değiştirebilmeyi diliyorum.

3 Şubat 2011 Perşembe

Üzerimdeki Lahanæt!

Hep birine bir şeye ithaf ederek yazarsın ya; yandaki okunma sayın arttıkça ego'nu tatmin eder daha bi sivriltirsin dilini.. Bunların dışında bir yerde yazabildiğim zamanları özlüyorum. O zaman insan daha bi sahiciydi sanki. Şimdi yok virgülüme bandın yok bunu yazamadın ooww çok iyi bi yazım tarzın var palavralarını yedim yuttum.

Ben kimseye bir şey öğretmedim herkesin hayatı kopyala yapıştırken pek tabi ben sadece öğrenmiş oldum öğreten değil.

Belki de kendimi sadece müzik yaparken ya da -o klişe lafın göbeğinde- üretim sürecinde doğum sancıları çekerken insan daha bi insan olabiliyor idim.

Zamanımı iyi kullanabilen hatta zamanı kullanmayan biri olarak bekliyorum olan biten her ne bok var ise hayatımda. Elime yüzüme gözüme götüme göğsüme ellerime sevdiğime sevmediğime bulaştırdığım her şey için tekrar koca bir küfür!?

Ben burdayım abi pek de gidici görünmüyorum, kara delikli ellerinizi çekin üstümden, pis dillerinizi alın tepemden, sahici olmayan dişlerinizi sokunuz ağzınıza ben görmüyorum sizi zaten.