9 Ağustos 2011 Salı

Tragedyalar V / Edip Cansever


LUSİN
.................

STEPAN
Elini verir misin, elini?
Benim anladığımca sen
Bir başına yüceltmek istiyorsun kendini
Bu böyle olunca da, o zaman
Şaşırma bir gün mutluluk yerine
Daha hiç denenmemiş bir acıyla karşılaşırsan.

LUSİN
Bir acıyla.. daha hiç denenmemiş!.

STEPAN
Bak işte, en soylu isteklerle odama geliyorsun
Ve düşün, insanlığının en alımlı katında
Her şey bu kadar doğal, her şey bu kadar güzelken
Sorarım, neden böyle yabancı kalıyorum sana?

LUSİN
Bilemem ki Stepan..

STEPAN
Bak Lusin, çünkü ben sevmiyorum kadınları
Bu tuhaf alışkanlığı, bu gereksiz yakınlığı
Sense bencillik diyeceksin buna. Ya da
Bir zevk düşkünlüğü diyeceksin. Oysa hiçbiri değil..

LUSİN
Peki, ya nedir?

STEPAN
Olsa olsa bunca çıkmazı
Sürdürmek benimkisi bir zevk biçiminde boyuna
Ve yaratmak yeniden bütün iğrendiklerimi.

LUSİN
Kaçınılmaz bir yalnızlık seninkisi. Ayrıca
Katı, ilgisiz, iğreti...

STEPAN
Ve diyebilirsin ki Lusin, soyu kalmamış hayvanlar gibi
Öyle bir buz çağını yaşıyorum da
İçkiyle aşıyorum, içkiyle çözüyorum bu cehennemi.

LUSİN
Hiçbir şey yapmadan, hiçbir şey istemeden gerçekte.

STEPAN
Belki de bir bilinci yoğunlaştırıyorum böylece
Doğarak acılarıma her an yeniden
Ve kendini kanatan bir bıçak gibi işte.

LUSİN
Anlıyorum Stepan, ne var ki, ben de
Çıkmalı diyorum bu boğuntudan
Bu yanlış orospuluktan, bilmiyorum
Bana yardım edebilir misin? Daha doğrusu
Bir yol gösteren değil, bir uğrak
Olabilir misin bana?

STEPAN
Sadece bir anlaşma! Ne çıkar anlaşsak da biz
Ve bütün anlaşmaların dünyada
Sanırım bir anlamı var: yok gibiyiz hepimiz.

LUSİN
Öyleyse yalnız da değilsin sen. Ayrıca
Tutsaksın yalnızlığına Stepan.

STEPAN
Bunu yadsımıyorum ki Lusin. Yadsımıyorum da
Demek istiyorum ki, sen de yalnızsın benim gibi
Biz ikimiz de yalnızsak.. ve işte bu durumda
İki kişilik bir yalnızlık olmaz mı bizimkisi?
Yok sanki bir şey yapacak..

LUSİN
Belki de var.. ama nasıl?

STEPAN
Zorlasak mı acaba bizim olmayan
Görünmez bir mutluluğun yollarını
Her türlü acılarla yılmadan
Savaşsak mı geleceği kurtarmak için
Ama gelecek ne Lusin, bilmem ki
Bilsem bile ne çıkar, o zaman da ben neyim?

LUSİN
Düşündüm ben Stepan. Düşündüm daha önce de
Diyorum bir geneleve gitmeli
Hiç değilse bir karşıkoyma biçimi. Ve belki
O yalanlardan, o yalan ilişkilerden
Daha önemli bu, kim bilir

STEPAN
Bence bu kurtuluş yolu değil. Gerçi her şeyin hakkını vermeli.
Üstelik kaygılanmadan
Ama bir tükenme duygusu, ölümsü bir yılgınlık da
Olabilir seninkisi. Öyleyse karar vermeli
Bir çözüm yolu mu bu, değil mi?

LUSİN
Hep böyle baş eğmek mi? İstemiyorum bunu Stepan
Düşmeli bir çirkinliğin içine. Ve yavaş yavaş
Aşmalı çirkinliği.

STEPAN
Bak Lusin, şu da var ki, genelevse gideceğin yer senin
Zaten bir genelevde yaşıyor gibisin
Her türlü çirkinliğin içinde
Her türlü düşmanlığın, her türlü bencilliğin
İçinde anlaşıyorsun vuruşaraktan
Ve kırılaraktan durmadan
Öyleyse bir kurtuluş bu mu? Bana kalırsa
Ölümünü içinde taşıyan bir isyan.

LUSİN
İsyandı tanrıya başkaldırmak da. Öyleyse
Ben şimdi neye inanacağım
Yalnızsam, beni yalnız bırakan
Ve yalnız değilsem, kararsız bir yargıç olan
Başkalarına mı?
Yoksa kendime mi Stepan, ne dersin?

STEPAN
Korkunçtur, bana kalırsa adımıza
Hazırlanmış bir oyun var bizim
Hepimizi yalnız bıraktıkları bir oyun
Ve bilirler, insanlar yalnız kaldıkça
Konuştukları dil de değişir
Sonunda hiç anlaşamazlar. Öyle ki
Bir zaman parçası içinde, bir durumun
Değişmez akışında, tekdüze
Kalırlar bir sıkıntı avcısı gibi
Ve bir gün anlarlar ki, bir güc değildir artık yalnızlık
Ve bunu anlayınca, işte o zaman Lusin
Aşıvermek isterler bu zamanla durumu
Koşarlar, koşarlar, tam sınıra gelince
Sanki o tel örgülere yapışmış gibi
Bir duman oluverirler ya da kaskatı
Bir kömür parçası, bir ceset..
Nedir bu durumda insanın anlamı?

LUSİN
Aşmalı bu durumu Stepan.

STEPAN
Duymuyorum ben acılarımı. Ve yitirdim çoktan
Yitirdim bütün karşıtlıkları. Ne umut
Ne umutsuzluk, ne hiçbir şey
Kurtaramaz varlığımı benim. Ve yoğun bir anlamsızlığın içinde
Sanki renksiz, boyutsuz
Ve göksüz, zamansız bir evrende
Tek çıkar yol yaşamaksa Lusin
Yaşıyorum ben de kaygısız
Değişmez bir anlamsızlığı böylece.

LUSİN
Yani bir çıkmazı sürdürüyorsun kısaca
Bu yitiriş kendini, bu çöküş
Sanki bir üstünlük duygusu veriyor sana

STEPAN
Bense bir yalnızlık tarihini örüyorum ustaca. Ve gelecekteki
Bir önseziyi kuruyorum şimdiden.

LUSİN
Asıl iş bir sonuca varmakta.

STEPAN
Varabilir misin?

LUSİN
Öyleyse çok uzun bir yol bu doğrusu.

STEPAN
Bir konyak daha içer misin?

LUSİN
Ayrılalım Stepan, belki biz anlaşıyoruz ama
İlkemiz ayrı yaşamak
Ve ne varsa işte bu ayrılıkta.

STEPAN
Adım Stepan, Lusin. Yani ben
Bir satranç oyuncusu olamam

LUSİN
Elini ver Stepan, ne de olsa bir anlaşmadır bu
Belki de bir anlaşmadır.

IV

(Bir insan yaşanmamışlığı bulunca
Onu artık hiç kimse anlatamaz
Kalır sonsuz gücünün buyruğunda
Ve bütün kesinliklerin üstünde, yalnız
Dolaşır bir ateşböceği gibi kendi aydınlığında).

24 Şubat 2011 Perşembe

Soul Timer!





Fotograf çekilmek, çekmek kadar eğlenceli olmasa da, paylaşılası bir gün idi.. Anlatılır sonra..

22 Şubat 2011 Salı

Dişim ve Çene Kemiğimin Aşkı

Uzun zamandır kırık olan dişimi bi kaç gün önce tamamen kaybetmiştim.Dİş köküm çene kemiğimle sevişmiş birleşmişler zorlu, mini bi ameliyat gecirdim. Şahane dişçim (necip şen) mükemmel bir iş çıkardı ama; inanın ben de öle. Çenemdeki eklem bozukluğu sebeb-iylen zaten cok fazla açık tutamadığım için çok ama çok zorlansamda asıl konunun içimdeki panik odasının depreşmesi oldu. Sabit ve beni zorlayan eylemler beni çok zorluyor, mesela elinizle sürekli bi şekilde aynı tempoda bana dokunursanız da aynı panik bi anda geliyor ve hırcınlaşabiliyorum. Doktorlar panik atak diyor ben; içime kocaman bi adam oturuyor ve kalkmak bilmediği gibi bütün sistemimi ele geciriyor diyorum.

Velhasıl, yüzüm şiş, sigara içmem yasak fakat içtim. Dikişlerimi haftaya aldıracağım, acıdan ağlamak çok acaip bir durum. Kadınsal günlerime çok az kaldığından ruhsal halim bu durumu zor atlattı.

Hayatta iyi bir dostunuz, tutkulu bir aşkınız, aşık oldugunuz bir mesleginiz ve mükemmel bir dişçiniz olsun:)) diyerek günün anlam ve önemini ağzımda biraz kan tadı, sayko soğuk eller biraz bas agrısı ile kapatırım.

11 Şubat 2011 Cuma

Yatak Odası.

Blimpliza

Elimde birikmiş dergiler, arka yüz'ü yüzsüzce okunmuş kitaplar.. İçine alan hikayeleriyle başımı döndüren filmler, içimi dalgalandıran, sesimi renklerinden, hayatlarına, müziğine aşık olduğum adamlar, kadınlar, hiçlerden albümler.

Odam, geri dönüşüm kutum benim..

-Kaprislerimin en gerceği odamda-

Tanımadığınız birinin odasına girmek ne mükemmel bir andır. Bidiğiniz ama dokunmadığınız sadece tanımadıgınıza acılan minik bi çekmece gibi. Daha iyi tanır belki bi anda gereksiz çok seversin karşındakini. Ben sevmiştim çok minik bir şey yüzünden..

Severim kendine has genç odalarını,

Özenle kesilmiş zamanında hayranı oldugun sonrasında utandığın herşey o oda'da olur bilirim. İlk konser biletini, elle düzeltmek suretiyle asılır bakılır bakılır. AHh o sevdiğin müzik grubunun ilahı poster de duvarındaysa hele, hah! tamam işte; burası benim Dünyam! dersin bunu da bilirim:)

Zamanla kaybettiğim bi huyum var. Mesela ben asla ve asla takım olmayan carsaf,yorgan,yastık kombinasyonlarında olamazdım. İçim daralır, yatakta huzur bulamaz, uyuyamazdım. Eşofman takımım için de keza öle..

Şimdi sadece yatak odası nevresim takımı takıntım az biraz devam eder iken üstü şişhane altı top!hane bi giyim şekli benimsedim uykumda. Bu sebeple gergin uyanıyorum kim bilir..

Neyse ya.

Şimdi bunları yazdıktan sonra bu yorgun kadın, bu saatte bu dumanlı kafayla, yatagını özledi. Esnedi kocaman çenesi kocaman bı tak!! etti, aklı cenesindeki sorunsala takıldı. fix sıkıldı.



iyi seyirler.

7 Şubat 2011 Pazartesi

Sahiden:s

Dinlediğim radiohead'den başladım yazmaya yine, bu ara neden burdayım biliyorum hep bildiğimi sandıgım gibi hislerim. İşte bunu bilerek ''akışında kalsın!!'' lafını tuturdum bu ara kendime... AKışına bıraktım herşeyimi.. Hepimiz gibi bende bırakı-verdim pembe desenlerime maviler boyadım, elim yüzüm rengarenk şimdi. Dokunuşlarım bile el değmeden benim. Sessiz kalabiliyorum çok avazlarıma ragmen işte bu yüzden hep anlaşılmamışlığı yaşıyorum. Herkes de ayrı bir renk Seda herkes de ayrı renklerden bir ses..

Avazımı duydurmakdır amacım şu zamanda.. Bir sonraki sahnem kendimedir.